Kuran okumamak için bahane çok. Bu bahanelerin önde gelenlerinden biri de ‘Kuran’ın anlaşılmayacağının’ düşünülmesidir.
Yıllardır ‘Kuranı ve anlatmak istediğini âlimlerden başkası anlayamaz!’ cümlesi içimize işlenmiş durumda ve bu bahane ile şahıslar Kuran’dan uzaklaştırıldı. Özellikle de Kuran’a yönelmek isteyen gençlere ‘Sizin yaşınız ermez!’ sözüyle karşılık verilerek gençler Kurandan uzaklaştırıldı ve Kuranın okunması, anlaşılması hep büyüklere havale edildi.
Büyükler anlatır, onlar dinler. Anlatılanların doğruluğu veya yanlışlığı tartışmaya kapatıldığı için dinleyenler araştırmaktan ve okumaktan kaçtılar. Nasılsa birileri onların yerine okuyup araştıracak, birilerinin beyinleri onların yerine yorulacak!
İşte bu yüzden ortada çok sayıda hurafe türedi ve maalesef bu hurafeler yüzünden gerçek mücadele, gerçek dava hep arka plana atıldı. Arka plana atılan bu gerçekleri, biz ön plana almak için yaklaşık 5 yıl süren bu çalışmaları nihayete erdirdik.
Dünyayı iyiye, doğruya, güzele ve Hakka davet eden elçilerin kutlu mücadelesini genç bir ağızdan anlatan İNFİTAR ile akranlarımızı da bu mücadelelerin sahibi olan elçileri anlamaya davet ediyoruz.
Adem’in iki oğlunun meselesini dosdoğru bil ki, aranızda kan dökülmesin. Biriniz katil ötekiniz mazlum olacaksa eğer, katil olmaktan Allah’a sığınan hep sen ol! Sen zalimlerden olmayı tercih etme ki, zalimin elinden gelen taşlar senin cennetteki şahidin olsun. ‘Seni öldüreceğim!’ diyen birinin kayıpta; ‘Sen beni öldürsen de sana el uzatacak değilim!’ diyenin de kazançta olduğunu bil ki öldüren sen olmayasın. Allah için en güzelinden verenin onaylanan; en kötüsünü verenin ise reddedilen olduğunu bil ki Rabbine karşı hep cömert olasın.
Uzun yıllar boyu azgın bir kavme karşı mücadele eden bir baba, bir eş ve bir elçi olan, Allah’a duyduğu güven ile karada gemi yapan ve dalga geçilen samimi tebliğci Nuh gibi ol ki, tebliğine kulak asmayan bir evlat ve bir eş ile imtihan edilince isyan edenlerden olmayasın. Çünkü zordur geride, hüsran içinde gemi dışında bir evlat bir eş bırakmak. Gemiye bin! seslenişine: ‘Dağa sığınırım!’ diye cevap verme ki dalgalara yenilmeyesin. ‘Bugün Allah’ın dilediği kimseler dışında kimseye nefes almak yok!’ diyen bir babaya itaat et ki ‘Beni bu dağ kurtarır!’ diyen zavallı evlat gibi boğulmayasın. Koca dağların ne kendilerini koruyabildiği ne de kendilerine sığınanları koruyabildiğini gör ki son nefesini bile dalalete bürüyen evlat ve eş gibi helak olmayasın.
Bu ürün için taksit yapılmamaktadır.